Yeni oyun, Fallen Order’dan 5 sene sonrasında geçiyor. Oyunun başında Cal Kestis’i yakalayan CSF kuvvetleri onu senatöre teslim etmek için yola koyuluyor ve maceramız burada başlıyor. Kraliyet’in gözünden bakıldığında biz baş kaldıran bir kaçak olduğumuz için senatör bize ufak bir konuşma yapıyor tabi ki ama çok geçmeden aksiyona başlıyoruz. Bir Jedi’ı yakalamak bu kadar kolay olamazdı zaten.
Cal, artık daha deneyimli olduğu için ilk oyundaki duruşuyla şimdikinin arasında fark olduğunu görebiliyorsunuz. Padawan’lıktan çıkıp gerçek bir Jedi olduğu için bunun ağırlıyla hareket ediyor. Biraz da kirli sakalın verdiği özgüven olabilir belki ama bu durgunluk yakışmış.
Başlangıcı tamamladıktan sonra yeni planlar yapmak için Koboh’a geri dönüyorsunuz. Yan görevler ve gizli yerlerle dolu bir yer olduğu için keşfetmeye oldukça açık ve yeni yeteneklerin kilidini de açabilirsiniz. Buradaki keşfiniz bittikten sonra ana hikaye için Jedah’a gidiyorsunuz ve bir süre Jedah-Koboh arası mekik dokuyorsunuz. Açık dünya da gezmek güzel, fakat harita modellemesi biraz daha güzel olabilirdi. 3D görünümü bazen kafanızı karıştırabiliyor.
Açık dünyaya sahip bir oyun olması Cal’ın yeteneklerini sınamamız için de bize güzel fırsatlar verebiliyor. Cal, duvarlarda metrelerce koşabiliyor, objeleri hareket ettirip zamanı yavaşlatabiliyor. Bunların yanı sıra kazandığınız yetenek puanlarıyla daha bir çok yeteneğinizi geliştirebiliyorsunuz. Yetenek ağacında seçeneğiniz çok fazla olduğu için hangisinden başlayacağınızı iyi seçmeniz gerekiyor, özellikle yakın dövüş ve telekinezi geliştirmeleri çok başarılı olmuş.
Tabi Star Wars deyince aklımıza ilk gelen şeylerden birisi ışın kılıçları ve yakın dövüş oluyor. Işın kılıcımızı tek olarak kullanabilir ya da çift bıçaklı olarak uzun halde kullanabiliyoruz. Uzun versiyonu kullanmak bana daha eğlenceli geldi, özellikle kalabalık düşmanlara karşı bumerang gibi fırlatmak çok hoş oluyor. Yetenek ağacında ki geliştirmeler ile iki ayrı ışın kılıcını aynı anda kullanabileceğiniz yeteneği de açabiliyorsunuz.
Kılıçlardan bahsetmişken oyundaki özelleştirmelerden de bahsetmezsem olmaz, çünkü karakter özelleştirmeleri çok farklı bir seviyeye gitmiş. Kılıcınızın her bir parçasını ayrı ayrı seçebiliyorsunuz ve detaylandırma mükemmel durmuş. Bunun dışında Cal’ın kıyafetleri ve saçında da değişiklikler yapılabiliyor. Dostumuz BD-1’in de gövdesini, sensörlerini ve bacaklarını değiştirebiliyorsunuz. Star Wars serisine de zaten böyle detaylı bir özelleştirme yakışırdı.
Performans konusunda oyunun eksileri olduğunu net bir şekilde söyleyebilirim. RTX 3080’li bir sistemde oynamama rağmen 2K ya da Full HD çözünürlüklerde 30 FPS üzerini çok nadir görebildim ve görüntüdeki yırtılmalar hayal kırıklığı oldu. İlerleyen dönemlerde gelen güncellemeler ile çözüleceğini düşünüyorum. PlayStation 5’deki performansı içinde aynı şeyler söylenebilir, performans dışında ufak bug sorunları da var ama onlar çok da rahatsız etmedi açıkçası.
Sonuç
Star Wars Jedi: Survivor, beklentileri karşılayan hatta üzerine de koyan bir oyun olmuş. Evet, hikaye belki çok aman aman değil ama görsellik, özelleştirmeler, detaylar oyunu çok farklı bir seviyeye getirmiş. Star Wars hayranlarından ziyade bilim-kurgu ve aksiyon seven oyuncularında uzun saatler keyifle oynayabileceği bir oyun. Performans sorunlarının düzelmesiyle daha da keyifli olacaktır diyorum ve herkese iyi oyunlar diliyorum.
