Tarım ve Orman Bakanlığı’nın geçen yıl yürürlüğe koyduğu ve 31 Aralık 2022 tarihinde son bulan evcil ve sokak hayvanlarına çip takma uygulaması son günün geçmesine rağmen halen devam ediyor. Kedi ve köpekten oluşan Türkiye’deki yaklaşık 13 milyon hayvanın çiplenerek kontrol altına alınması, Aksaray’da da halen devam ediyor. 4-5 bin civarında kedi ve köpeğin bulunduğu Aksaray’da birçok hayvan çiplenerek kontrol altına alınırken, veteriner hekimler çipleme işleminin toplum sağlığı açısından da çok önemli olduğuna vurgu yaptı.
‘Kedi ve köpeklerden insanlara geçen 200’ün üzerinde bulaşıcı hastalık var’
Hayvanlardan insanlara bulaşan 200’ün üzerinde hastalık bulunduğuna dikkat çeken Aksaray Veteriner Hekimler Odası Başkanı Önder Yıldız, çip takma sistemini ve özelliklerini anlattı. Uygulamanın özellikle hayvan popülasyonunu ve toplum sağlığını kontrol altına almak amaçlı yapıldığına dikkat çeken Veteriner Hekim Önder Yıldız, şunları söyledi:
“Türkiye’de olduğu gibi Aksaray’da da kedi, köpek ve gelinciklerin kimliklendirilmesi, kayıt altına alınması için çip dediğimiz uygulamayı yapıyoruz. Bu uygulamanın esas amacı hayvanların resmi olarak kimliklendirilmesi. Kimliklendirirken tabi bu hayvanlığa yapılmış olan bir kuduz aşısı, gençlik aşısı, parazit uygulamaları ya da hayvanın geçmişinde bir hastalık vardır, onların kayıt altına alınıp takip edilmesini sağlamaktır.
Bunlarla ilgili hayvanları kimliklendirmek ve kayıt altına almak için bakanlığımız bir uygulama geliştirdi. Dünyanın gelişmiş ülkelerinin çoğunda bu uygulama yapılıyor. Biz de hem hayvan sayımızı belirlemek hem hayvan popülasyonunu belirlemek ve hem de hayvanları kontrol altına alabilmek için böyle bir uygulamaya gittik. Bunun bir amacı da şudur. Hayvanlardan insanlara geçebilen korkunç sayıda hastalıklar vardır. Toplum sağlığını etkileyen 200’ün üzerinde bulaşıcı hastalık vardır.
Bunların kontrol altına alınmasını sağlamak için ve hayvanlardan insanlara geçebilecek, toplum sağlığını bozacak hastalıkları yok edebilmek için böyle bir uygulamaya gidildi. Bu uygulamayla ilgili olarak bilgisayardan GPS ile girdiğimizde hayvana daha önce uygulanan tedaviler, hayvanın diğer sorunları, hastalık taşıyıp taşımadığı, toplum sağlığını etkileyip etkilemediğini görmekteyiz. Buda bizim için son derece önemli. Bir diğer amacı ise hırsızlıklar noktasında ciddi sıkıntılar yaşamaktayız. Köpeğimiz kedimiz kaybolduğunda ya da çalındığında GPS ile bunulur. Çipin özel bir aleti var bizde onlarla okutup hayvanın nerede olduğunu kimde olduğunu kayıt altına alabiliyoruz ki buda son derece önemli. Yine çipi ilimizde veteriner hekimleri odamız aracılığıyla takıyoruz.
Bakanlığımız 12. ayın 31’ine kadar çip takma müsaadesinde bulunmuştu. Biz çip takma işini yetiştirebildiğimiz kadarını yaparak kayıt altına aldık yetiştiremediğimizi de beyan almak koşuluyla yapıyoruz.”
Hayvan popülasyonunun çok hızlı ilerlediğine dikkat çeken Başkan Önder Yıldız, “Burada en büyük sıkıntımız şu. Hayvan popülasyonumuz gerçekten çok fazla. Türkiye’de yaklaşık kedi ve köpek sayımız 13 milyon civarında. Bu hayvanların bir anda kayıt altına alınması ve kontrol edilmesi biraz güç görünüyor. Onun için bunu biraz zamana yayarak uygulamayı yapmak istiyoruz. Önümüzdeki dönemde de Aksaray’daki tüm veteriner hekimlerimiz ile birlikte çip uygulamamızı yapacağız. Çip çok basit bir alet, küçük bir enjektör ve içerisinde bir mikro partikül var. Onu hayvanın kaburgalarının arasına enjekte ediyoruz ve orada bir ömür boyu kalıyor. Okuyucuları ile birlikte uydudan veya elimizdeki çip okuyuculardan bunu çok kolay okuyabiliyoruz. Hayvana hiç zarar vermiyor, sağlık açısından hiçbir sorun yok. Vatandaşlarımızın da çipleri taktırmasını istiyoruz, çünkü bizim toplum sağlığımız çok daha önemli. Hayvanlarımızın sağlığını düşünürken toplum sağlığımızı da düşünmek zorundayız” şeklinde konuştu.
‘Hayvanları kısırlaştırmamız gerekiyor’
Başkan Yıldız, kedi ve köpeklerin gebelik süresine değinen ve üremenin çok ciddi anlamda hızla ilerlediğine dikkat çekti:
“Kedi ve köpeklerde gebelik süresi yaklaşık 55-60 gün. Bunlar insanlardaki gibi bir veya iki yavrudan ziyade çok fazla yavru veriyorlar. 6 ile 11 civarında yavruluyorlar. 55 gün 2 aylık kısa bir süre. Bu süreçte 9-10 tane yavru yapıyorlar. Dolayısı ile o yavruları kontrol etmek ve rehabilitasyonunu sağlamak çok zor. Onun yerine yapabileceğimiz şu var, hayvanları kısırlaştırmamız gerekiyor. Ancak bu yöntemle kontrolünü sağlayabiliriz. Dünyada ve gelişmiş ülkelerde de bunu yapıyorlar. Önümüzdeki dönemde de biz bunu yapacağız. Aksaray’da da yaklaşık 4 bin 5 bin civarında hayvanımız var. Ancak popülasyon artı ya da eksi yönde hızla ilerliyor. Bizim için önemli olan hayvan sayısı değil hayvanların kısırlaştırılarak kontrol altına alınması, toplum sağlığını etkileyecek sorunlardan kurtarılması, parazitlerle mücadele edilmesi ve hayvanların aşılarını yaparak toplum sağlığını olumsuz etkileyecek faktörlerden kurtarabilmek. Böylelikle de hayvan refahını sağlayabilmek.”