HyperX ProCast XLR mikrofon inceleme

HyperX, yıllardır piyasya sürdüğü USB’li modellerin ardındna kendi XLR mikrofonlarını çıkaran sektördeki bazı rakipleriyle rekabet edebilmek için ilk XLR’lı mikrofonunu pazara sundu. HyperX Procast, diğer mikrofonların hiçbirinde olmayan bir şeye sahip. O ise aşinalık duygusu.

HyperX Quadcast ile neredeyse aynı görünen Procast, bazı farklılıklara sahip. Ancak insanların bildiğinden farklı olacak kadar değil. Hala beklenenden daha hafif ama yine de sağlam bir şekilde inşa edilmiş. Buna ek kardioid kutup desenli bir kondansatör mikrofon ve yine güzel bir şok yuvasına bağlı geliyor. Ayrıca bir pop filtresi de var.

HyperX ProCast’ı kullanmak nasıl bir duygu?

Basitçe söylemek gerekirse, bu tank gibi bir mikrofon. Elinize aldığınızda ne kadar sağlam hissettirdiğini hemen anlayabilirsiniz.

Elbette bu, kaliteli bir sehpaya veya boom koluna ihtiyacınız olacağı anlamına da geliyor. Burada ucuz bir kola güvenmeyin!

Şok yuvası epey sağlam. Sürtünmeli geçme sistemi kullanan modellerin aksine, amortisörün iç halkası gövdeye vidalanmış. Bu, mikrofonunuzu yuvasından çıkarma konusunda asla endişelenmenize gerek kalmayacağı anlamına geliyor. Ancak, bazı modellerin onları yuvalarında döndürmenize izin veren özgürlüğe burada sahip değilsiniz. .

Önceden takılmış şok montajının yanı sıra, ProCast’in kutusundan bir de HyperX Shield adlı pop filtresi çıkıyor. Çoğu mikrofon şirketinin dahil ettiği siyah köpüklerin aksine şirket, küçük deliklere sahip bükülmüş yapıda sert bir metal filtreyi buraya eklemiş. Bu, bazı mikrofonlarda aldığınız aşırı vurgulanmış, “P, Ş, T” gibi sesleri engelliyor.  

Bununla birlikte, rüzgar ve nefes alma seslerini tam olarak engelleyemiyor. Tabi siz, mikrofonunuzu doğrudan ona nefes alıp verdiğiniz bir konuma getirmemeye özen gösterin. Montaj adaptörü ise hem 3/8 inç hem de 5/8 inç diş boyutlarına uyar ve çoğu stand ve boom koluyla uyumludur.

HyperX ProCast, twitch veya podcast yayınına yönelik diğer orta-yüksek son teknoloji XLR mikrofonlarla aynı pazarı hedefliyor. Buna Shure SM7B gibi premium seçenekler de dahil. HyperX ProCast, yapı kalitesi açısından fiyat etiketini kesinlikle hak ediyor.

Kontroller söz konusu olduğunda HyperX ProCast’i kontrol etmek çok kolay. Neden derseniz bu bir XLR mikrofon olduğundan, bilgisayarınızla yazılım aracılığıyla iletişim kurmasının bir yolu yok. Bu mikrofonu bilgisayarınızda kullanmanız için bir ses kartına sahip olmanız gerekiyor. USB üzerinden bağlanma seçeneği ise burada yok. Bu da ProCast’ın çok yönlülüğünü biraz sınırlıyor. HyperX QuadCast S’de olduğu gibi kutup desenleri arasında geçiş yapamazsınız. Ya da diğer HyperX mikrofonlarıyla gelen dokunarak sessize alma özelliği burada yok.

ProCast , altın püskürtülmüş geniş diyaframlı kondansatör kapsülüyle ayrıntılı kayıtlar yakalıyor ve ses kaynağına odaklanmak için popüler kardioid polar modeli kullanıyor. Değiştirilebilir -10dB PAD, mikrofonun yüksek ses kaynaklarının üstesinden gelmesini sağlıyor. 80Hz yüksek geçirgen filtre anahtarı ise istenmeyen düşük frekansları azaltmaya yardımcı oluyor.

Procast’in sesleri almadaki performansı iyi. Armoniler, tınılar ve çok sık kullanılan diğer sözcükler kulağa net geliyor. Gürültülü bir ortamda kayıt yapıyorsanız, odadaki klavye tıklamalarını ve konuşmaları algılayabildiğinden, bir oyun kulaklığı kullanmanız daha iyi olabilir.

HyperX, Procast ile öncelikle içerik üretici pazarını hedefliyor. Ses ve yapı kalitesi, standartlara uygun. Yayınlarda ses kalitesine önem veriyorsanız, HyperX ProCast sizin için uygun bir seçim olabilir.

Benzer yazılar

RODE Interview PRO inceleme

Dahili kayıt özelliğine sahip ve tek başına bir saha...

Asus Zenbook S 16 inceleme – AMD’den MacBook Air’a büyük rakip

Verdiğiniz paraya değecek, gerçekten benzersiz bir ultrabook istiyorsanız, Asus...

Dyson OnTrac incelemesi

Dyson’ın hem tasarıma hem de ses kalitesine önem veren...

Redmi 13 inceleme

Redmi 13, Xiaomi’nin alt markası tarafından piyasaya sürülen bütçe...

SteelSeries Arctis Nova 5 Wireless inceleme

SteelSeries Arctis Nova 5 Wireless, müzikten çok oyun oynamaya...